Koşuya başlamak istiyorsun ama nereden başlayacağını bilmiyor musun? Merak etme, yalnız değilsin. Pek çok kişi koşuya başlamak istese de genellikle “nasıl?” sorusunda takılı kalıyor. Bu yazıda, adım adım değil, yavaş yavaş seni bu sürece alıştıracak bir rehber sunuyorum. Hiçbir şeyi zorlamadan, sakatlanmadan ve sıkılmadan nasıl koşmaya başlayabileceğini birlikte keşfedeceğiz.
1. İlk yapman gereken şey, koşu konusunda bir hedef belirlemek. Kilo vermek, daha fit bir vücuda sahip olmak, ruh halini iyileştirmek ya da sadece günün stresinden uzaklaşmak... Nedenin ne olursa olsun, koşuya bir anlam yüklersen onu alışkanlığa dönüştürmen çok daha kolay olur. Hedefsiz bir çaba, çoğu zaman motivasyon eksikliğiyle yarım kalır. Küçük ama net bir amaç, seni koşu boyunca ayakta tutacaktır.
2. Koşu ayakkabısı meselesine gelirsek, bu konuya gerçekten önem vermelisin. Spor ayakkabısı ile koşu ayakkabısı aynı şey değildir. Ayağına tam oturan, yastıklaması yeterli olan ve koşu için özel olarak üretilmiş bir ayakkabı seçmen, hem sakatlık riskini azaltır hem de koşudan aldığın keyfi artırır. Unutma, koşarken seni taşıyan şey ayakların ve ayakkabın; konforun koşuya doğrudan etki eder.
3. Koşuya başlarken yapılan en büyük hata, hızlı başlamak ve kısa sürede çok şey beklemektir. Bunun yerine vücuduna alışma süresi tanımalısın. İlk haftalarda tempolu yürüyüşlerle başlayabilir, aralara kısa koşular ekleyerek kondisyonunu artırabilirsin. Örneğin, 1 dakika koşup 2 dakika yürüme şeklinde tekrarlarla 30 dakikalık bir rutin oluşturmak hem yorucu olmaz hem de seni bu sürece yavaşça alıştırır. Bu düzeni 3-4 hafta boyunca koruyup zamanla süreleri tersine çevirmek en sağlıklısıdır.
4. Koşmadan önce ısınmayı, koşudan sonra da esnemeyi ihmal etmemelisin. Vücudun her harekete hazır değil; sen ona sinyal vermelisin. Beş dakikalık bir yürüyüş, diz çekme, ayak bileği döndürme gibi basit hareketlerle kaslarını ısıtman yeterlidir. Koşu sonrası yapacağın hafif esnemeler, kas ağrılarını azaltır ve toparlanmanı kolaylaştırır.
5. Koşarken başka insanlara değil, kendi ritmine odaklanman gerekir. Sosyal medyada 10 kilometre koşan insanlara bakıp moralini bozma. Onlar belki 1 yıldır koşuyor. Senin başlangıç noktan, sadece senin hikâyen. Önemli olan hız değil, süreklilik. Kendi gelişimini görmek istiyorsan bir koşu günlüğü tutabilir veya mobil uygulamalardan yardım alabilirsin. Nike Run Club, Strava ya da Adidas Running gibi uygulamalar, hem seni takip eder hem de motive eder.
6. Koşuyu sıkıcı bir zorunluluk değil, keyifli bir alışkanlık haline getirmek için sevdiğin şarkılardan oluşan bir çalma listesi oluşturabilirsin. Müzik, koşarken ritmi yakalamanı sağlar ve seni motive eder. Ayrıca her gün aynı saatlerde koşuya çıkmak, bedeninin bu düzene alışmasını sağlar. Sabah sessizliğinde koşmak mı yoksa gün batımında ferahlamak mı? Tercih senin. Yeter ki düzenli ol.
7. Son olarak, koşarken çevrendeki doğaya, insanlara ya da sadece kendi nefesine odaklanmayı dene. Koşmak sadece kalori yakmak değil, aynı zamanda zihinsel bir kaçış fırsatıdır. Koşu sırasında kendi düşüncelerinle kalabilir, günün stresini dışarıda bırakabilirsin. Bu anı, sadece kendine ayır.
8. Koşuya başlarken zorluklar yaşaman çok normal. Ama unutma, her alışkanlık ilk başta zordur. İkinci haftadan sonra bedenin alışmaya başlar, üçüncü haftada ise koşmadığın günleri yadırgar hale gelirsin. Sabırlı ol, kendine zaman tanı ve sürecin tadını çıkar. Çünkü bu bir yarış değil, bir yolculuk.
